Hepimiz risk altındayız!

Bu yazıyı yazmama neden olan olay son dönemlerde bölgemizde baş göstermeye başlayan brusella rahatsızlığı. Özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde daha sık rastlanılan bir hastalıkmış. Tarım il müdürlüklerinin bu hastalıkla ilgili insanları ne kadar bilgilendirdiği konusunda bir bilgim yok, ancak yakın bir akrabamda ortaya çıkan bu hastalık beni bu konuda araştırma yapmama neden oldu. Araştırma yaptıktan sonra ne kadar risk altında olduğumuzu fark ettim.

Öncelikle bu rahatsızlık hakkında kısa bir bilgi vereyim. Brusella rahatsızlığı, enfekte olan hayvanlardan insanlara bulaşabilen bakteriyel ve bulaşıcı bir rahatsızlıktır. Brusella rahatsızlığı, genel olarak enfekte olan hayvanlar ile doğrudan temasla ya da bu hayvanların sütünün- etinin tüketilmesi yoluyla insanlara bulaşmaktadır. Hastalık kimi zaman belirti vermeyebilir. Bunun yanı sıra ateş, halsizlik, üşüme gibi belirtilerle kendini gösterir. Fakat aynı şekilde ciddi neticelere sebep olabilmektedir. Rahatsızlığın insanlar için tedavisi, antibiyotikler ile yapılmaktadır.

Rahatsızlığın; birinden birine bulaşması çok ender rastlanan bir vaziyettir. Ancak emziren annelerden, bebeklere anne sütü yoluyla bulaşması mümkündür.

Düşünsenize, hayvansal ürünlerinin yani kırmızı et, süt, peynir ve benzeri ürünlerinden insanlara bulaşan bir enfeksiyon hastalığı. Hepimizin her gün tükettiği hayvansal ürünler. Hayatımızın en büyük parçası. En çok da bizim bölgemizin tükettiği ürünler. Ateş en sık görülen semptom olup gece terlemesi, huzursuzluk, kas ve eklem ağrısı, iştahsızlık, kilo kaybı, uykusuzluk, baş ağrısı, ateşe eşlik eden bulgulardır. Kronik hale geçtiğinde kemik, beyin- omurilik ve karaciğer etkilenebilir. Uygun tedavi edildiği takdirde ölümcül değildir. Tedavide uzun süreli antibiyotik tedavisi gerektirebilir. Kombine antibiyotik tedavileri önerilebilir.

Her an brusella hastalığına yakalanma durumumuz var. Hepimiz aslında risk altındayız. Herkesin daha çok dikkat etmesi gereken bir durum. Sağlığımız için kaynağı belli olmayan hayvansal ürünler tüketmemeliyiz. Pastörize edilmiş veya iyice kaynatılmış sütten yapılan ürünler (peynir, krema, tereyağı, kaymak, dondurma gibi) tercih edilmelidir. Salamura peynirler en az 3 ay bekledikten sonra tüketilmelidir. Sık sık düşük ve ölü doğum yapan hayvanlar hemen bir veteriner hekime muayene ettirilmelidir. Atık yavrulara, yavru zarlarına çıplak elle dokunulmamalıdır. Hayvanların atıkları ve bu atıkların temas ettiği yemler etrafa bulaştırılmadan, sızdırmaz poşetler içinde gömülmelidir. Ahırda hasta hayvan varsa ve bu hayvanlarla temas halinde olanlarda ateş, halsizlik, kas ağrısı, iştahsızlık ve kilo kaybı gibi belirtiler görülürse, mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Hayvanlar mutlaka Bruselloza karşı aşılatılmalıdır.

Eğer bu önlemler alınırsa brusella hastalığına yakalanma durumumuz da olmayacaktır. Hepimize görevler düşüyor, en çok da Mardin Tarım İl Müdürlüğüne büyük görevler düşüyor. Bu konuda denetimlerin ne aşamada olduğunu bilmiyorum, ancak yakın çevremden insanların bu hastalığa yakalanması ve hastane kayıtlarında olmasına rağmen hiç görüşme sağlanmaması kafamda soru işaretleri bıraktı. Denetimler var ise, daha da sıklaştırılması gerektiği, şayet yok ise de bir an önce bu konuda adımların atılmasını halk olarak bekliyoruz.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Serkan Kurt - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Mardin Haber Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mardin Haber Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Mardin Haber Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Mardin Haber Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Mardin'in en Büyük sorunu nedir?
Tüm anketler